Osmanlı Ve İran Anayasal Monarşi Mirasları Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme: Çoğulculuğa Karşı Şii-Merkezlilik
Keywords:
Meşrutiyet, Anayasacılık, Osmanlı, İran, Siyasal KültürAbstract
Bu makalede, 19. ve 20. yüzyıl başlarında Osmanlı ve İran’da meydana gelen meşrutiyet hareketleri karşılaştırmalı bir perspektifle incelenmektedir. Her iki örnekte de mutlak monarşiden anayasal bir yönetime geçiş çabası denenmiş; bu deneyimlerin merkezinde ise modernleşme, halkın siyasal temsili ve hukuk devleti gibi unsurlar yer almıştır. Osmanlı’nın meşruiyet deneyimi incelendiğinde, Tanzimat’la başlayıp II. Meşrutiyet’e kadar uzanan süreçte meşrutiyetin ana taşıyıcıları olarak bürokratik elitler, askerî yapı ve entelektüellerin yer aldığı; İran’da ise bu rolün esasında Şii ulema, tüccar sınıfı ve şehirli entelijansiya tarafından oynandığı görülmektedir. Bu kapsamda bu çalışmanın ana argümanı, Osmanlı ve İran meşruiyet deneyimlerinin benzer talepler ve dış etkilerle şekillenmiş olmasına rağmen, farklı siyasal kültürler, dini yapılar ve uluslararası bağlamlarda gelişmiş olmaları hasebiyle birbirlerinden ayrıştığıdır: Osmanlı örneği daha çok çoğulcu, seküler ve bürokratik bir anayasal yapı geliştirme maksadını yansıtırken, İran meşrutiyeti ise güçlü Şii-merkezli dini yapının etkisiyle şekillenen ve dinî meşruiyetin sınırlarını aşmakta zorlanan bir gayretin örneği olmuştur. Bu çalışmada ortaya konmaya çalışılan karşılaştırmalı inceleme, her iki meşrutiyet deneyiminin de düşünsel temellerini, kurumsal yapısını, toplumsal tabanını ve siyasal mirasını inceleme yoluyla, Osmanlı anayasal modernleşme mirasının ilham verdiği İran deneyimine ışık tutmayı hedeflemektedir.



